Yorgunum usta
Aldanma sakın şaşalı gülüşlerime
Kadıköy iskelesinde jilet olmayı bekleyen benim
İskelemden dalıp, pruvamdan pupama kadar
Delik deşik olan benim bedenim usta
Yılmaz ağabeyin bahsettiği
O kanlıca da ki kanlı canlı adam değilim artık
Ah ustam ahh
Uçurtmamı vurdular
Topuzundan yakalanan bendim
İngiliz ipi kullanırdı zengin çocukları
Bize bobini hani şu naylon olanı var ya
Ah ustam ah
11-12 yaşlarında bir sevgilim vardı
Diyemedim bir türlü sevdim seni meri
İngilizce hocama aşıktım en çok
O da severdi beni demi usta
Sevilmenin alasını yaşamanın feyizi nedir hiç bilemedim usta
Bir annem sevdi beni
Babam da aslan gibi adamdır hani
Ah usta ahh
Pek hayırlı evlat olamadım biliyorum
Zil zurna sarhoşum bak yine
Bu kaçıncı tövbem
Kaçıncı tövbemden intihar edişim sayamadım usta
Bakacak yüzüm kalmadıysa da o nur yüzlerine
Her düştüğümde yüzüme bakanım oldu canlarım usta
Ah ustam ahh
Büyüdük hani
Hep on sekize yirmiye girme hevesi olur ya
Bir halt olacakmışçasına
Oldu oldu koca bir halt yedik sonunda
Sırtımızın kamburu bu yaşlarımızdan kalma değil mi usta
Ah usta ahh
Meri den sonra hani şu platonik karı vardı ya 11 12 yaşlarında
20 li yaşların başında tanıştık af itapla
Koca bir altı yıl
Yaşadık lan ölmeyecekmişiz gibi
Ekseni de yörüngesinde bizdik bu alemin
Ne alemi vardı ne el elalemi
Elde bizdik alemde
Ah ustam ah
Kana kana içtiğim gülek boğazının suyu muydu usta
Buz gibi buz, ağustos sıcağında
Damarlarım da dolaşan nefesinden kanıma karışan
O kanı kırmızı kadın
Kanı kırmızı bir kadın değildi aradığım
Kanımın kanına ısındığıydı, usta
Ah ustam ah
İki kişilik sandım bu dünyayı
İki kişilik acılı Adanalarımız
İki kişilik bici bicimiz
İki kişilikti şalgamımız
İki kişilikti yatağımız
İki binişlikti adana mersin trenimiz
Tek binişlik akbille iki kişilik giderdik
Paramız yetmeyince ilk durakta iner
Lastik ayakkabılarımızla asfaltı ağlatırdık
Ağlardı ya anamız, ne çok gülerdik be usta
Sonunda varırdık
Özaldaki metro sinemasına
İki kişilik biletimizin biri hep öğrenciydi usta
O öğretmendi, Bense öğrenci
Ahh ustam ahh
Her şeyi olduğumun hiç bir şeyi olmak
Nasıl bir yokluk sen hiç yaşadın mı usta
El olan da bizdik bir birimize şimdi
El elaleme gerek kalmadı be usta
İki kişilik dünyamıza sığdırdığımız onca güzel anı
Yazmakla tükenmiyor içimdeki acı
Tek biniş’lik AKBİL’in var mı usta..
Ah ustam ahh
Boğaza nazır bir yalıda çakır keyifli bir geceden kalma
An an kaybolan bu çakırlıkta yitirmişim gülüşlerimi
Aşk denilen illetin ırzına geçilmişi gibi
Irzımıza geçilmiş hep
Sol yanımız bu yüzden ezik be usta.
Zahir UNAT 09.19 13.05.2017
Zahirce
Aramanı yap!
13 Mayıs 2017 Cumartesi
7 Mart 2017 Salı
Kadınlarımız
Her anın, farklı farklı zamanlarında
Bilinen ve bilinmeyen hikayelerinde
Başrol oyuncusuydu!
Figüran olarak gösterilse
Bir hiçmişçesine kötülense
Ertelense, yok sayılsa dahi
Her noktasındaydı hayatımızın Kadın..
Yok saydığımız her noktanın ötesinde
Dev gibi büyüyen bir harf gibi
Işıl ışıl yol gösterirdi
Gülüşlerinde hayat bulurdunuz ya hani
Yumuşacık ellerinde şefkat
Vicdanlı yüreklerinde ağlardınız en çok
Ne acı ki en çokta oradan vurdunuz
Bir hainmişçesine
Sanki bir daha düşmeyecek
Soluklanacak bir yürek aramayacakmışçasına
En büyük ahmaklığınızdı bu sanı
İtten beter pişmanlığınız hep bu yüzden
Ve saysak hadsizliğinizi
Kadını meta gören zihniyetiniz
O kadar zavallı ki.
Bir zavallıya davranılması gibi davranmadı yine de kadın
Asildi! Döndü arkasına dahi bakmadan yürüdü
Figüran olarak gördüğünüz her hayatta başrol oyuncusuydu oysaki kadın.
Annemizdi
Bacımız
Arkadaşımız
Kankamız
Eşimiz
Dostumuz
Sevgilimizdi
Yaşadığımızı her anın gizli kahramanlarıydı, Kadın
Kadınlar
Bizim Kadınlarımız Onlar.
Zahir Unat #8Martdünyakadınlargünü
Bilinen ve bilinmeyen hikayelerinde
Başrol oyuncusuydu!
Figüran olarak gösterilse
Bir hiçmişçesine kötülense
Ertelense, yok sayılsa dahi
Her noktasındaydı hayatımızın Kadın..
Yok saydığımız her noktanın ötesinde
Dev gibi büyüyen bir harf gibi
Işıl ışıl yol gösterirdi
Gülüşlerinde hayat bulurdunuz ya hani
Yumuşacık ellerinde şefkat
Vicdanlı yüreklerinde ağlardınız en çok
Ne acı ki en çokta oradan vurdunuz
Bir hainmişçesine
Sanki bir daha düşmeyecek
Soluklanacak bir yürek aramayacakmışçasına
En büyük ahmaklığınızdı bu sanı
İtten beter pişmanlığınız hep bu yüzden
Ve saysak hadsizliğinizi
Kadını meta gören zihniyetiniz
O kadar zavallı ki.
Bir zavallıya davranılması gibi davranmadı yine de kadın
Asildi! Döndü arkasına dahi bakmadan yürüdü
Figüran olarak gördüğünüz her hayatta başrol oyuncusuydu oysaki kadın.
Annemizdi
Bacımız
Arkadaşımız
Kankamız
Eşimiz
Dostumuz
Sevgilimizdi
Yaşadığımızı her anın gizli kahramanlarıydı, Kadın
Kadınlar
Bizim Kadınlarımız Onlar.
Zahir Unat #8Martdünyakadınlargünü
27 Ocak 2017 Cuma
EVET HAYIR
Evet mi? Hayır mı?
Çocukluğumuzda erkan abinin programından bilirdik biz bu oyunu..
Bir ülkenin kaderini geleceğini belirlemek bu kadar basit olmamalıydı diyorum sürekli..
Bugün EVET diyenler yarın umutsuzluk çaresizlik içerisinde bir hayata sürükleyecekleri çocukları torunlarından haberdarlar mı?
Yada HAYIR diyenler neye niye niçin hayır diyorlar?
İki tarafı da sorgulamak istedim..
İki tarafı bir birine düşman eden bu şeytan nasıl bir şeydi?
Vereceğimiz bu karar tam olarak irademiz doğrultunda vereceğimiz bir karar mıydı? Yoksa çıkarlarımız doğrultusun da verdiğimiz bir karar mıydı?
Esas önemli olan nokta bu..
Eğer ki buğun kü çıkarlarınız uğruna diyorsanız EVET yada HAYIR..
Emin olun yarın iki taraf içinde yaşanabilinecek bir ülke olmayacak geride..
Uyumaya, şahsi menfaatlerinizi korumaya devam Türkiye..
Ülkemizin, yarınlarımızın, çocuklarımızın, torunlarımızın çıkarlarını gözetelim IRAK, MISIR,LİBYA, AFGANİSTAN, ÇEÇENİSYAN, FİLİSTİN ve SURİYE olmak istemiyorum. Orada oynanan oyunlara ne çok benziyor bu yürüdüğümüz yol.
A, B, C hangi parti olursa olsun vatanın 1 mt2 toprağını satan kim olursa olsun, millet olarak birlik olup gereğini yapmak gerek ve bu uğurda ölmek şerefse, birinin birilerinin çıkarları için ölmek ise şerefsizliktir.
Yok Atatürkçüyüm, yok milliyetçiyim, yok ümmetim. Şuyum buyum
Bırakın lan bu ayakları artık..
Hiç biri olamadınız! Hiç biri! Hiç birine sahip çıkamadınız, çünkü
Ne atatürkün mirasına bir çivi çaktınız, Atatürkçüler
Nede vatan toprağı yahudiye, abd ye satılırken ses çıkardınız, Milliyetçiler
Nede Ümmete zulm edilirken, hakkı gasp edilirken ses çıkardınız, Ümmetçiler..
Ve siz olmadıklarınızı savunup Sözde ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ ve MÜSLÜMAN olup prim yaptınız yıllar yılı.. Kandırdınız garip halkımızı, hakkını yediniz, Fakirin fukaranın. Düşene bir tekmede SİZ vurdunuz. Oh olsun dediniz.. Hiç birinizin umurunda olmadık siyasetçiler.
Yeter artık.. Bu milletin üzerinden kirli kanlı ellerinizi çekin..
Diliniz, ırkınız cinsiyetiniz renginiz ne olursa olsun.
ÖNCE İNSAN OLUN.
SONRA HEM ATATÜRKÇÜ
HEM MİLLİYETÇİ
HEM VATANSEVER
HEM ÜMMET OLURSUNUZ
İNSAN OLAN HER ŞEY OLUR..
İNSAN OLAN ATATÜRKÜ DE SEVER
MİLLETİ VATANIDA
ÜMMETİ DE
CANLI CANSIZ HER ŞEYİ SEVER
İNSAN OLAN..
Zahir UNAT
Çocukluğumuzda erkan abinin programından bilirdik biz bu oyunu..
Bir ülkenin kaderini geleceğini belirlemek bu kadar basit olmamalıydı diyorum sürekli..
Bugün EVET diyenler yarın umutsuzluk çaresizlik içerisinde bir hayata sürükleyecekleri çocukları torunlarından haberdarlar mı?
Yada HAYIR diyenler neye niye niçin hayır diyorlar?
İki tarafı da sorgulamak istedim..
İki tarafı bir birine düşman eden bu şeytan nasıl bir şeydi?
Vereceğimiz bu karar tam olarak irademiz doğrultunda vereceğimiz bir karar mıydı? Yoksa çıkarlarımız doğrultusun da verdiğimiz bir karar mıydı?
Esas önemli olan nokta bu..
Eğer ki buğun kü çıkarlarınız uğruna diyorsanız EVET yada HAYIR..
Emin olun yarın iki taraf içinde yaşanabilinecek bir ülke olmayacak geride..
Uyumaya, şahsi menfaatlerinizi korumaya devam Türkiye..
Ülkemizin, yarınlarımızın, çocuklarımızın, torunlarımızın çıkarlarını gözetelim IRAK, MISIR,LİBYA, AFGANİSTAN, ÇEÇENİSYAN, FİLİSTİN ve SURİYE olmak istemiyorum. Orada oynanan oyunlara ne çok benziyor bu yürüdüğümüz yol.
A, B, C hangi parti olursa olsun vatanın 1 mt2 toprağını satan kim olursa olsun, millet olarak birlik olup gereğini yapmak gerek ve bu uğurda ölmek şerefse, birinin birilerinin çıkarları için ölmek ise şerefsizliktir.
Yok Atatürkçüyüm, yok milliyetçiyim, yok ümmetim. Şuyum buyum
Bırakın lan bu ayakları artık..
Hiç biri olamadınız! Hiç biri! Hiç birine sahip çıkamadınız, çünkü
Ne atatürkün mirasına bir çivi çaktınız, Atatürkçüler
Nede vatan toprağı yahudiye, abd ye satılırken ses çıkardınız, Milliyetçiler
Nede Ümmete zulm edilirken, hakkı gasp edilirken ses çıkardınız, Ümmetçiler..
Ve siz olmadıklarınızı savunup Sözde ATATÜRKÇÜ, MİLLİYETÇİ ve MÜSLÜMAN olup prim yaptınız yıllar yılı.. Kandırdınız garip halkımızı, hakkını yediniz, Fakirin fukaranın. Düşene bir tekmede SİZ vurdunuz. Oh olsun dediniz.. Hiç birinizin umurunda olmadık siyasetçiler.
Yeter artık.. Bu milletin üzerinden kirli kanlı ellerinizi çekin..
Diliniz, ırkınız cinsiyetiniz renginiz ne olursa olsun.
ÖNCE İNSAN OLUN.
SONRA HEM ATATÜRKÇÜ
HEM MİLLİYETÇİ
HEM VATANSEVER
HEM ÜMMET OLURSUNUZ
İNSAN OLAN HER ŞEY OLUR..
İNSAN OLAN ATATÜRKÜ DE SEVER
MİLLETİ VATANIDA
ÜMMETİ DE
CANLI CANSIZ HER ŞEYİ SEVER
İNSAN OLAN..
Zahir UNAT
17 Ocak 2017 Salı
13. Gün
Bugün 13. Gün
Soğuk bir gecenin sabahında
Ayaz vurmuşken pencereme
Saat 6 gibi çalındı kapım
Nasıl yankılanıyordu
Tüm mahallede vızır vızır konuşmalar
Umursamaz tavırlı ben
Sırtımı dönüp uyumaya çalışırken
Tak tak sesleri ile irkildim
Söylene söyle gittim kapıya
Seferberlik emrim çıkmış
Aldılar beni hemen
Oradan ötekini
Beriki derken tıka basa olmuştuk
Fısıl fısıl konuşmalar
Ne için kim için
Neden olduğu belirsiz bir savaşa doğru gidiyorduk anlaşılan
Vardık sonun da karagaha
Topuydu topaçıydı
Kaskıydı muhimmatıydı derken
Hazırdık onlara göre savaşa
İstemediğim bir şeydi bu
Paylaşamadığımız neydi ki
Yüzyıllardır verilen bu dava
Niçin?
Kimi haklı çıkarırdı ki
Bu kavga
Sürekli ölüyorduk
Hep ölüyorduk
Bir toprak parçası için
Bize ait olmayan bir toprak parçası için
Babamızın malıymışcasına taptığımız toprak parçası için savaştırıyordu bizi şeytan
Şeytan mıydı bunları bize yaptıran
İçimizde yarattığımız mıydı şeytan
Bugün 13. Gün
Nedenini dahi bilmediğim bir savaşın orta yerindeyim şu an
Nedeni ne olursa olsun
Hangi taraf haklı olursa olsun
Bu savaşın kaybedeni bizdik
Ve siz sadece
Ölümlere kader diyebildiniz aynı doğumlar gibi
Bugün 13. Gün
Ve ben öldüm
Alnımın orta yerinde 7,63 lük bir çekirdek
Paramparça oldu kafam
Biliyorum, Bu benim kaderim değildi
Benden alınan bu hayat
Bir başkasının Hayatına kolaylık sağlayacaktı. Anlaşılan
O bir başkası siz değildiniz
Siz sadece
Yenildiniz yenildiniz
Hem kendinize
Hem şeytanıza
Bugün 13. Gün
Bir ölüydüm artık ben
Öyle yada böyle herhangi bir şekilde tadacaktım zaten
Bu sonsuz yolculuğu keyfine bir şekilde varacaktım, varmasınada
Nedenini bilmedim bir ölüm bu
Korkmadım da ölümden, kaçmadım da
Korkun ama siz
Kaçın hatta
İçinizde yarattığınız şeytandan.
Zahir Unat
21 Kasım 2016 Pazartesi
DUVARLAR
SUÇ İŞLEMİŞ ÇOCUKLAR GİBİ
BİR KÖŞE BAŞINDA
YAPAYALNIZLIĞA MAHKUM ETTİM KENDİMİ
KARŞIMDA KOCA BİR DUVAR
DERİNLEŞTİKÇE DERİNLEŞEN DUYGULAR
SESSİZLİĞİM VE KİMSESİZLİĞİMİN DİBİNİ BULAMAYIŞIM
SENSİZLİKTE KAYBOLUŞLARIM,
YENİDEN YENİDEN YANILIŞLARIM
PES ETMEYİŞLERİM, UMUTLU BİR MÜCADELE BU
UMUTSUZLUKLAR İÇERİSİNDE DAHİ
UZATMA ELLERİNİ BANA
KARŞIMDA KOCA BİR DUVAR
TUTAMAM ELLERİNİ,
YETİŞMEZ DİYE HEP KORKULARIM
DOKUNSAN, BİR DOKUNSAN ELLERİME
AĞLARIM BELKİ
AMA GÜLMEYE HİÇ TAKADIM YOK..
Zahir UNAT
BİR KÖŞE BAŞINDA
YAPAYALNIZLIĞA MAHKUM ETTİM KENDİMİ
KARŞIMDA KOCA BİR DUVAR
DERİNLEŞTİKÇE DERİNLEŞEN DUYGULAR
SESSİZLİĞİM VE KİMSESİZLİĞİMİN DİBİNİ BULAMAYIŞIM
SENSİZLİKTE KAYBOLUŞLARIM,
YENİDEN YENİDEN YANILIŞLARIM
PES ETMEYİŞLERİM, UMUTLU BİR MÜCADELE BU
UMUTSUZLUKLAR İÇERİSİNDE DAHİ
UZATMA ELLERİNİ BANA
KARŞIMDA KOCA BİR DUVAR
TUTAMAM ELLERİNİ,
YETİŞMEZ DİYE HEP KORKULARIM
DOKUNSAN, BİR DOKUNSAN ELLERİME
AĞLARIM BELKİ
AMA GÜLMEYE HİÇ TAKADIM YOK..
Zahir UNAT
17 Kasım 2016 Perşembe
Destina
17.11.2016 Saat 16.31 sularında
Gün’ün geceyi kovalamaya başladığı vakitlerde
Akşam güneşi mahallemizin tepesinden adım adım ilerlerken
Sen ve ben gibi
Adım adım ne çok adım atmışız yıllar yılı kovalarken
Derince bir iç geçirmişim her adımı bir bir hatırlayınca
Ah Zaman, ah
Yine efkar bastı her yanımı
Geçtiğine mi içmeli şimdi
Geldiğine mi
Hemen kuruvermeli şimdi rakı masasını
Açmalı bir 35’liği bir başına içmeli derken
Burnumda beliren bir koku
Çayı ocakta unutmuşum koşa koşa gittim
Şükür ki bir bardaklık su kalmış
Aldım elime çayımı,
Perdelerin arasından
Göğün göğsüne yaslana yaslana
Portakal kokuları içerisinde seyre dalmışken fark ettim
Yine çay kaşığı yerine kalem almışım
Bilirsin dayanamam kalemin büyüleyici sanatına
Karalayıp, karalayıp duruyordum yine bir şeyleri
Birden ne oldu anlamadım
Gözlerim kapanmış yorulmuşum belliki
Bir şeyler çiziyordum gözlerim kapalı
Aynı Ressam Bob gibi
Mavi bir gökyüzü
Şuraya gökkuşağı
Gökkuşağının üstünden ip atlayan çocukları çizmişim
Ben mor renk olmuştum
Sen yine beyaz oldun
Bir kar tanesi gibi, Destina
Gözlerin, Ellerin dişlerin gibi
Bak yine ışıl ışıl oldun
Hem Günümde,
Hem gecemde
Gökte yıldız, denizde kum gibi
Hem sıcak hem ışıl ışılsın
Bastığım toprakta, hayaller kurduğum gökyüzündesin
Hem gerçeğim, hem düşümdesin
Elemimde, sevinçlerimde olduğun gibi
Yine benimlesin, yine
Çıt çıt ederken yüreklerimiz
Attığımız her adımda
Ay çiçeği renginde
Bir sen yazmak istedim
Dalgın, yorgun kimsesiz, bir başına
Alacalı bir günde
Başka alemlerdeyim
En derininden de derindeyim
Bu başka bu beter, tarifsiz
Kelimelerimin cümlelere kavuşupta
Sana ulaşamama korkusu sarmış her yanımı
Seni sana anlatma sevinci
Aynı zamanda anlatamama korkusu
Nasıl bir derinliktir,
Seni sana yazmak, destina
Zaman 18.11.2016 gösterdiği vakitlerde
Yani tamda şuan senin doğum günün
Ve ben senin yanında olmak istedim
Sana dair bir şeyler yapmak istedim
Aynı senin benim yanımda olduğun
Dün evvelki ondan önceki günler gibi
Yarınlarda olacağı gibi
Ey güzel peri
Kar tanem, Destinam
Nice mutlu yıllara
Zahir UNAT
17 Ekim 2016 Pazartesi
Uyan insanoğlu
510.100.000 km² yüz ölçümüne sahip olan koca bir dünya
7 Milyar 125 Milyonluk bir nufus
Üzerinde barındırdığı bütün canlılara yetecek kadar kaynak
Doyumsuz insanoğlunun ihtiyaçları
Bitmeyen savaşlar
Önce çizip, sonra silemediğimiz sınır çizgileri
Kulun, Kula Kulluk ettiği
Yaradanına İtaatsiz Ademoğlu
Cenneti sunmuşken Ya Celil İkram
Cehennemini bu Dünya da yaratmadı mı ? İnsanoğlu
Kafir, kah yedi kah güldü, kah coştu
Şu aciz halimize
Aklı selim olamayan
O Sağırlar, Dilsizler
Görür ama görmezler
O İnsanlar En Kötüsüdür,
Demedi mi Ya Celil
Enfal suresinde
Şüpesiz ki O gün gelecek
Sizin ötekinden, sakladığınızı
Ağızlarınız Mühürlendiğinde
Elleriniz, Ayaklarınız
Söylemez mi Sandınız
Bunu bile bile
Sınırlar çizenler
Savaşlar çıkaranlar
Paylaşmayanlar
Şeytanlarını içlerinde taşırlar
Hala bilmezler mi
Yaradan’a şirk koştuklarını
Yakın,yakın çok yakın
Gün olur belki, birkaç gün
Belki de yarın , Doğmayacak güneş
Eller semaya açılır ama
İş İşten geçmiştir,
Hesap vakti gelmiştir,artık
Ağlayana da,
Ağlatana da
Ağlayana gülüp geçende
Seyirci Kalanda
Vakit hayli geç olsada
Hatalardan vazgeçmek için henüz geç değilken
O güzel uykumuzdan
Uyanmak için çok geç değil.
Uyan O tatlı gafletinden
Uyan Dünya
Uyan Ademoğlu.
Zahir UNAT
7 Milyar 125 Milyonluk bir nufus
Üzerinde barındırdığı bütün canlılara yetecek kadar kaynak
Doyumsuz insanoğlunun ihtiyaçları
Bitmeyen savaşlar
Önce çizip, sonra silemediğimiz sınır çizgileri
Kulun, Kula Kulluk ettiği
Yaradanına İtaatsiz Ademoğlu
Cenneti sunmuşken Ya Celil İkram
Cehennemini bu Dünya da yaratmadı mı ? İnsanoğlu
Kafir, kah yedi kah güldü, kah coştu
Şu aciz halimize
Aklı selim olamayan
O Sağırlar, Dilsizler
Görür ama görmezler
O İnsanlar En Kötüsüdür,
Demedi mi Ya Celil
Enfal suresinde
Şüpesiz ki O gün gelecek
Sizin ötekinden, sakladığınızı
Ağızlarınız Mühürlendiğinde
Elleriniz, Ayaklarınız
Söylemez mi Sandınız
Bunu bile bile
Sınırlar çizenler
Savaşlar çıkaranlar
Paylaşmayanlar
Şeytanlarını içlerinde taşırlar
Hala bilmezler mi
Yaradan’a şirk koştuklarını
Yakın,yakın çok yakın
Gün olur belki, birkaç gün
Belki de yarın , Doğmayacak güneş
Eller semaya açılır ama
İş İşten geçmiştir,
Hesap vakti gelmiştir,artık
Ağlayana da,
Ağlatana da
Ağlayana gülüp geçende
Seyirci Kalanda
Vakit hayli geç olsada
Hatalardan vazgeçmek için henüz geç değilken
O güzel uykumuzdan
Uyanmak için çok geç değil.
Uyan O tatlı gafletinden
Uyan Dünya
Uyan Ademoğlu.
Zahir UNAT
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)